İki Denizin Kavuştuğu Yerde Geçenlerin Masalı


Anlatılan masallardan gerçek dünya yaratılır.
-Alberto Manguel

Hikâye iki denizin kavuştuğu yerde Hz. Musa ile onun gizemli yoldaşı Hızır peygamberin buluşmasıyla başlar. Hızır’ın bastığı yer yeşerdiği için bu adla anılır, yolcuların koruyucu velisidir, âb-ı hayat suyundan içmiş bir ölümsüzdür ve her zaman dünya üzerinde yaşadığına inanılan ilahi kişiliktir. Tanrı kendi bilgisinden ona vermiştir.

Musa, Hızır’ın geçtiği yerlerden yanısıra gitmeyi ve ilahi bilgiden kendisine de öğretmesini ister. Hızır, “Buna dayanamazsın” diye cevaplar. Musa ısrar edince, Hızır bir koşulla kabul eder: “Ben sana açıklamadıkça göreceğin şeylere itiraz etme” diyerek söz alır Musa’dan.

Yola düşerler; bir gemiye binerler; gemi sahibi onlardan para pul istemez. Hızır, gemi yol alırken gemiyi delmeye koyulur. Musa: “Neden deliyorsun gemiyi, içindekiler boğulacak” deyince Hızır, Musa’nın kendisine vermiş olduğu sözü hatırlatır. Bunun üzerine Musa susar.

Varacakları yere gelince gemiden çıkarlar. Hızır, yolda oynayan çocuklardan birini tutar, öldürür. Musa: “Kimseyi öldürmemiş, hatta ergenlik çağına bile gelmemiş bu çocuğa niye kıydın?” diye sorar. Hızır: “Sana, benimle yola çıkmadan önce göreceklerine dayanamazsın demiştim” cevabına karşılık Musa tekrar af dileyerek susar.

Sonra bir köye varırlar; köylülerden yiyecek içecek isterler; köylüler vermez. Köyden ayrılırlarken Hızır, yıkılmak üzere olan bir duvarı eliyle sıvazlar, düzeltir. Musa: “Bunu bari parayla yapsaydın da birşey alıp yeseydik” deyine Hızır: “Artık ayrılık vakti geldi” der; “Ama önce yaptığım şeylerin hikmetini anlatayım sana”:

İlerde zalim bir padişah var; yeni, kusursuz gemileri zaptediyor. Gemiyi zaptetmesin diye deldim. O çocuk yaşasaydı, kâfir ve azgın olacaktı; anası babası temiz inançlıydı. Onu öldürdüm, suçtan kurtardım. Allah, o ana babaya hayırlı bir evlat verecek. Duvar, iki yetim oğlanın bahçe duvarıydı; babaları temiz bir kişiydi. Duvarın dibine onlar için para gömmüştü. Duvar yıkılsaydı paralar meydana çıkacaktı, çocukların hakları eller eline geçecekti; duvarı bunun için düzelttim.

“Masal bir ölçeğe benzer; mânâ ise içindeki buğdaydadır.
Akıllı kişi mânâ buğdayını alır da ölçeğe bakmaz.”
der Rumi ve masallar devam eder…

Mesnevi Tecümesi ve Şerhi, I-II. Cilt. 1990. Abdülbâki Gölpınarlı, Inkilâp Kitapevi, 3. Baskı. S.49. (Kur’an 18: 60-82)

Duygu Bruce

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.