Cesur Oyunlar Sahnesi

Bilge bir arife cesaret nedir diye sormuşlar. Cevaplamış: “Gözü karalık ve ödleklik arasındaki denge halinde ortaya çıkan erdemdir.” Devlet konservatuarına üstün yetenekle girmiş, yüzlerce tiyatro oyuncusu yetiştirmiş tiyatro ustası Celal Kadri Kınlıoğlu’nun bir dersine katılmıştım. Öyle bir usta ki üç saat boyunca tüm katılımcılar, pür dikkat heyecanla oradaydık. Usta, sınıftaki her öğrenciyle yaptığı 3-5 dakikalık soru cevap seansında, kişinin neden orada olduğuna dair bilgi alıyor ve aldığı cevaba göre kişiye özel yorum yapıyordu. Çok keskin bir zeka, gözlem ve deneyimin hızlıca biraraya getirdiği yorumlar, konuştuğu kişinin karakter örgüsünde tam hedefe isabet ediyordu. Aslında bu kısa soru cevap repliklerinde, katılan herkes

Devamını okuyun

Birlik Dükkanı

“Bu dükkan bir mahşer; burada neler yok. Aşıklar, aşka can verenler, savaşlar, yenenler, yenilenler; kuşdilini bilenler, masallar, neşeler, yaslar, düğünler… Bu dükkanın alıcısı, satıcısının kendisi.” Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin bize bıraktığı hazine Mesnevi.  Birlik Dükkanı olarak betimlediği eserin girişinde şöyle yazar: Her varlık, o dükkanda yoğrulup yapılmakta, orada sergilenmekte, satılmakta; orada yıpranıp gene potaya girmekte, yenilenmekte. Sebepler sonuçları meydana getirmekte; sonuçlar gene sebepler haline gelip başka sonuçlar belirtmekte. Bu dükkanın bir ucu, dükkanı yapan kudret elinde; öbür ucu sonsuzluğa dek gitmekte ve gene o kudret eliyle sonu ön olmakta; her an yaratılmakta. Bu dükkanın alıcısı, satıcısının kendisi. Bu dükkan bir mahşer;

Devamını okuyun

Henüz Vakit Varken Gülüm

Henüz vakit varken, gülüm Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri Volter rıhtımında dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a çiçeğini seyretmeliyiz onun, birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlar da çiselemeli, incecikten bir yağmurla karışarak. Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz söğütlerin altından, gülüm, ıslak salkım söğütlerin. Paris’in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana, en güzel, en yalansız, sonra da ıslıkla bir şey çalarak gebermeliyim bahtiyarlıktan ve

Devamını okuyun

Kalk Ey Saki

Kalk ey saki, ver mey kadehini, Yere ser günlerin gamını Avucuma koy da şarap kadehini Çıkarayım üstümden şu mavi hırkayı Kötü bir şöhrettir bu, akıllılara göre Ama biz istemiyoruz şöhreti, şanı Şarap ver, ne kadar sürecek bu kibir yeli Yerin dibine batsın, sonu kötü olan şu nefsin canı İnleyen gönlümün ahının dumanı Yaktı şu duygusuz ham insanları Karasevdalı gönlümün sırrına mahrem olacak Halktan da seçkinlerden de göremiyorum kimseyi Huzur veren bir sevgiliyle gönlüm hoş benim, O sevgili, bir anda alıp götürdü gönlümün rahatını Bir daha bakmaz, çimenlerin arasındaki serviye Kim görürse o gümüş endamlı serviyi Güçlüklere katlan gece, gündüz ey

Devamını okuyun

Palandöken’in tozkarlı zirvesinden Tuzcular köyüne bir yol hikayesi

Uçak Erzurum’a doğru alçalırken pencereden görünen tek renk beyaz. Yer, gök, uçsuz bucaksız beyazın içinde uzanıyor. Uzakta bir dizi çıplak kavak ağacının ince uzun karaltısı ve düzlüklerde birkaç dam seçiliyor. Uçaktan inince bindiğimiz arabayı kullanan kişi gururla göstererek anlatıyor olimpik kayak atlama pistini, buz pateni sahasını, Atatürk Üniversitesi’ni ve uzakta görünen Palandöken dağının zirvesini. Burhan Toprak’ın kitabında yazdığına göre Yunus Emre’nin bir mezarı da Palandöken’in eteklerinde bir köyde imiş.  Mezarın halâ varolduğunu öğrenince oraya nasıl gidilebileceğini sorduğumuzda, “Yol kardan kapalıdır, araba ancak bir yere kadar ulaşabilir” diyor arabayı kullanan Yakup. Yine de öğledensonra sonra bizi, arabasıyla oraya götürebileceğini söylüyor ve

Devamını okuyun

“Haydi artık zamanı geldi durma söyle!”

Hacı Bektaş Rum diyarına geldiği sırada bölge köylerden birinde Yunus adında, rençberlikle geçinen fakir bir adam vardı. Bir yıl kıtlık oldu, Yunus’un fakirliği büsbütün arttı. Nihayet birçok kehanet ve lûtuflarını duyduğu  Hacı Bektaş’ a gelip yardım istemeyi düşündü. Yanına birkaç yabani elma koyup dergâha gitti. Pirin ayağına yüz sürerken hediyesini verdi; bir miktar buğday istedi. Hacı Bektaş ona lûtufla muamele ederek, birkaç gün dergâhta misafir etti. Yunus geri dönmek için acele ediyordu. Dervişler Pir’e Yunus’un acelesini anlattılar. O da “Buğday mı ister yoksa erenler himmeti mi?” dedi, Yunus, buğday istedi. Bunu duyan Hacı Bektaş, tekrar haber gönderdi: “İsterse o alıcın her

Devamını okuyun

İnsanın Aşk Hâlleri

İnsan aşkı arar. İnsan olmanın en temel hâllerinden biri aşık olmak. Ama ne tür bir aşk bu? O kadar çok çeşidi var ki. Ferzan Özpetek, Ayşe Arman ile yaptığı röportajda şöyle tanımlamış aşkı: Aşk, herkesi birbirine bağlayan bir ip!… Kendimi çaresiz hissettiğim anlarda aşkı düşünürüm ben. Çünkü bizi kurtaran, herşeyi değiştiren, olanaksızı olanaklı, çirkini güzel, kabul edilemez olanı kabul edilebilir kılan aşk! Herşey onun vasıtasıyla yürüyor. Hayattaki en önemli şey aşk. Aşk dediğin, dostuna duyduğun aşk, toprağa duyduğun aşk, işine duyduğun aşk…aşk dünyayı döndüren duygu. Bizi kurtaracak tek şey de aşk! Ne kadar güzel özetlemiş Ferzan Özpetek aşkın binbir hâlini.

Devamını okuyun

Bir müzisyenin gözünden evrenin resmi ve geleceğin buluşları

Müzisyen Pablo Carlos Budassi, oğlunun doğum günü için kendi bilgisayarında basit bir evren resmi hazırlar. Resmi ekranda yaparken, günümüz fizikçilerinin çıkardığı logaritmik haritaları, Nasa fotoğraflarını ve photoshop kullanır. Fizikçiler tarafından da beğenilen bu resim evrenin güncel çizilmiş en basit resmi olarak kayıt altına alınır. Resmin en ortasında güneş ve güneş sistemi, etrafında bizim bulunduğumuz galaksinin Samanyolu, yanında Perseus, Andromeda ve benzeri diğer galaksiler ve hepsini saran Kozmik Web… Bu resimde biz, uzayın ortasında bulunan güneş sisteminin içinde, buradan bakınca görünmeyen küçük dünyamızda, görünmeyen bir nokta olarak evrendeki yerimizi almış bulunuyoruz! İşte bu dünyanın tanınmış fizikçilerinden Neil Turok, yaptığı bir söyleşide,

Devamını okuyun

Bütün Büyük İnsanların Başarısının Sırrı

Bütün Büyük İnsanların Başarısının Sırrı 2016’ya başlarken, başarı ve mutluluğumuz için gündelik hayatta yapabileceklerimizin 5 adımlık pratik bir listesi var. Yazının başlığı başarıya odaklı olsa da günümüzde mutluluk ve başarı çoğunlukla beraber kullanıldığı için listedeki adımlar kendiliğinden başarıyla birlikte mutluluğu da içermekte. Kendimizden beklediklerimizi gerçekçi bir gözle —yani güçlü yanlarımıza ve kapasitemize oranla belirlemek : İş hayatımızda, ya da özelde beklentilerimiz kendimizle aynı boyda olduğu takdirde ne hayal kırıkları ne de boşa giden potansiyel olur. Mutluluk ve başarı tam da boyumuz hizasında ve elde edilebilir olduğu zaman güvenli ve mutlu oluruz.. Deneyimlediğimiz olumsuz bir olayda ya da bir güçlükle karşılaştığımız

Devamını okuyun

Nadide Hayat

Seyrettiğim en nadide en keyifli filmlerden birisi Nadide Hayat. Ellilerinde bir kadın, zamanında evliliği için üniversiteyi yarım bırakmış, 2 çocuk, bir torun, kendi halinde, aklı başında ve birçoğuna göre sıradan, ortalama bir kadın. Kadın olmanın genetik koduyla “fedakar”, her an ailesi için hazır ve nazır. Mesleği ev hanımı, işi günde 24 saat hayatın gereken tüm parçalarını bir arada ve zamanında işler halde tutmak –evde, ailede ve yakın çevresinde. Helvayı tam kıvamında karıp beklenen zamanda servis etmekten yaşayacağı eve kadar kendinin dışındaki diğer koşullara göre belirlenen nadide bir hayat. Derken hayatın bir dönemecinde Nadide Hanım’ın içinde bir şey kıpırdar. Rüya ile

Devamını okuyun