Nuh’un Gemisinde Olan Bitenler

Dünyadaki kötülüklerin giderek arttığı, idollere kanıp bağlananların çoğaldığı ve dinin giderek gerçeğinden saptırıldığı bir zamanda, bu karanlık gidişi durdurmak isteyen Tanrı, insanları doğru yola sevketmesi için Nuh peygamberi gönderir. Nuh peygamber insanlara doğru ve gerçek olanı duyurur, onları bilgilendirir. Kimisi dinler, kimisi ise Nuh’un gerçeği söylediğine inanmak istemez ve onunla alay eder, hatta ona zulmeder. Bu durum Nuh’un, bazı kaynaklara göre 950 yıl süren yaşamının uzunca bir kısmı boyunca devam eder. Bunun üzerine Tanrı, büyük bir tufanın geleceğini ve yeryüzünün tamamen sular altında kalacağını haber verir.Nuh’a bir gemi inşa etmesini ve sadece kendisine inananları gemiye toplamasını emreder. Nuh, Cebrail’in yardımıyla

Devamını okuyun

Kıskançlığın Yerine Gelen Mutluluk ve Yaşam Ustalığı

Üniversite yıllarında sevgili hocalarımdan birisi insan tabiatını anlatırken “Mülkiyet, kanunun onda dokuzudur” derdi. Yıllar sonra, sahip olma dürtüsü ve kıskançlık hakkında Kıskançlığın Üstesinden Gelmek adlı sıra dışı bir kitapla karşılaştım. Bu kitap, gizlide kalan kıskançlık duygusunu aydınlatan, onu hem anlaşılır hem de elle tutulur kılan, bu konuda okuduğum en iyi kitap oldu. Kendimize atfetmek istemediğimiz kıskanma hissi, beraberinde utanç, sıkıntı, dertlenme gibi duyguları da alevlendirdiğinden hepsinden topluca kaçınmak için bahsetmemeyi tercih ettiğimiz bir duygudur. Yine de çoğumuz bunu kendimizde, yaşamın farsklı alanlarında, profesyonel veya sosyal ortamlarda, ailevi ortamlarda veya bize yakın insanlar arasında deneyimleriz. Kıskançlık Tanımı Aşk kıskançlığı meselesini ayrı

Devamını okuyun

Yolculuğa Hazırlık

  Yazar Annie Dillard, “Günlerimizi nasıl geçirdiğimiz, elbette hayatımızı nasıl geçirdiğimizdir” der. Zaman konusunda titiz olan Goethe için her saniyenin sonsuz değeri vardır. Seneca’ya göre ise her gün yaptığımız şeyler hayatımızın anlamını şekillendirir. Zamanın göreceli olan uzunluğu kısalığı onu neyle nasıl geçirdiğimize göre belirlenir.  “Hayat, iyi yaşanırsa yeterince uzundur” der. Çoğumuz zamanın kıymetini bilerek hedeflerimize ulaşmak için onu optimum şekilde yönetmeye çalışırız ama yine de hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşarız. Örneğin, her şeye yetecek kadar bol zamanımız varmış gibi günlerimizi geçirdiğimiz olur. Hatta  kendimizi, sonumuzun gelmeyeceğine, sanki sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi inandırdığımız da olur. Mesela ölümü yok varsayıp ona başkaldıran bir

Devamını okuyun

Ölümden Sonra Bize Ne Olur?

New York’ta NYU Langone Tıp Merkezi’nde dünyanın ilk kritik bakım ve resüsitasyon (hayata döndürme) araştırma laboratuvarının yönetici doktoru ve kardiyopulmoner Sam Parnia, “Öldüğünüzde aslında ölü olduğunuzu bilirsiniz çünkü bilinciniz var olmaya devam eder…” diyor. AWARE araştırması ile tanınan laboratuvarı, Ölüme Yakın Deneyimi (NDE) olan, yani klinik anlamda  kalbi durarak ölmüş olan, sonrasında resüsitasyonla hayata döndürülen yüzlerce insan üzerinde çalışıyor. Gerçekleşen ölüm ile hayata geri dönüş arasındaki zaman aşımı, durumdan duruma farklılık göstererek birkaç saniyeden 20 dakikanın üzerine kadar sürebildiği belirtilmekte. Tıp dünyasında “Öldüğümüzde ne olur?” sorusunun öncü araştırmacılarından Dr. Raymond Moody, ölüp dirilen insanların ölümden sonraki yaşama dair anlatımlarını 1975

Devamını okuyun

Gezegenlerin Nağmeleri

Çalgı tellerinin tınısında bir geometri, kürelerin aralıklarında müziğin âhenkli nağmeleri vardır. Filozof ve matematik bilgini Pisagor (yaklaşık MÖ 570), evrenin bir bütün olarak âhenk ve sayılardan oluştuğunu öne sürer ve der ki : “Gezegenler ve yıldızlar matematiksel denklemlere göre hareket eder, hareketleri müzikte belirli notalara karşılık gelir. Güneş, Ay ve tüm gezegenler yörüngesel dönüş ritmlerine göre kendilerine özgü melodiler yayarlar.” Yörüngesel rezonanslardan yayılan senfonik müziğe Musica Universalis —evrenin müziği adını verir. Pisagor’un Evrenin Müziği‘nden ilham alan on yedinci yüzyıl astronomu Johannes Kepler (1571-1630), zamanında bilinen altı gezegenin yörüngelerinde dönerek hareket ederken kendi müziklerini yaydıklarına inanıyordu. Bu müziğe Harmonices Mundi —dünyanın

Devamını okuyun

Burada Ne Yapıyoruz

  “ Burada ne yapıyoruz, nereden geldik, nereye gideceğiz? ”  Bu bildik sorular, insan var olduğundan beri hayata anlam biçmek için sorulagelmiş. Bazıları için yaşamın amacı öncelikle yiyecek ve barınak edinmek iken, bazıları anlamı başarılı bir iş tutmak ya da mesut ev bark sahibi olmakta arar. Kimi zaman da hayatın önceliği zevke zevk katarak günü gün etmek, gamsız gezinmek, biraz da boş verip zevkleri tatmin etmek olur (mesela söz verdiğim bir işi yapacak iken arkadaşlarla buluşma hevesine kapılıp gitmem, ihtiyaç duymadığım halde bir eşya daha satın almam, sevdiğim çikolatayı almak için harcayacağım zamanı boşverip şehri boydan boya kat edişim…) ya

Devamını okuyun

Dante’nin 700 Yıllık İlahi Komedya’sından Çarpıcı Sahneler

İtalya, bu sene Dante Alighieri ‘ nin (1265 Florence-1321 Ravenna) ölümünün 700. yıl dönümünü okullarda, müzelerde, tiyatrolarda İlahi Komedya’dan bölümler okuyarak  kutluyor. Dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen İlahi Komedya‘yı 35 yaşında yazan Büyük Şair – Sommo Poeta bu ölümsüz eserde, dünyadan göç eden ruhların öbür dünyaya yaptığı yolculuğu anlatır. Kitabı tam yazmaya başladığı dönemde doğduğu şehir olan Floransa’dan politik sebeplerle sürgüne gönderildiği Ravenna’ya doğru yola çıkar ve kalan yaşamını orada sürdürür. Bu yolculukta sırayla Inferno, Purgatorio, Paradiso – Cehennem, Araf ve Cennet’tin katlarında seyrederken  doğduğu şehirden tanıdığı çeşitli kişilerin ruhlarının öbür dünyada farklı ıstırap ve mutluluk koşullarında yerleşmiş

Devamını okuyun

Göze Vuran Işık ve İris’in Anlamları

İnsanın gözünü alan güzellik hakkında tanınmış Fransız yazar Victor Hugo (1802-1885) der ki : Güzelliği sevmek ışığı görmektir. Victor Hugo’dan yaklaşık bir asır sonra, 1961’de uzaya giden ilk insan olan Yuri Gagarin (1934-1968), bulunduğu uzay üssünden kozmik evrene bakarken duyduğu huşûyu  şöyle ifade eder : Işınlar dünyanın atmosferinde parlıyordu, ufuk parlak turuncu oldu, yavaş yavaş gökkuşağının tüm renklerine geçti: açık maviden koyu maviye, menekşeye ve sonra siyaha.  Tarifi mümkün olmayan fevkalâde bir renk gamı ! Tıpkı ressam Nicholas Roerich’in (1874-1947) tabloları gibi. Gökkuşağına yansıyan renk gamının güzelliğine hayran olan antik çağ Yunanlıları, İris’i gökkuşağı tanrıçası olarak kabul ederler.  Gökkuşağının, dünyayı

Devamını okuyun

Küçük İyilikler Peşinde

  İyilik yapmak, hepimizin bildiği gibi evrenseldir, insan olmanın kalbindedir. Buna rağmen bir arkadaşımızın derdine kulak vermek, parkta bahçıvanı selamlamak, bir astımıza kahve ikram etmek ya da “nasılsa var” dediğimiz bir aile üyesinin ihtiyaçlarını dikkate almak gibi küçük iyilikleri bile bazen yapmakta zorlanırız. Nedeni ise basit – doğal olarak egomuzda yaşadığımız için, öncelikle profesyonel, sosyal ve ailevi bağlamlarda kendi zevk ve başarı ihtiyaçlarımızı tatmin etmekle meşgulüzdür. Kendimizi evrenin merkezinde görmeye programlandığımız için ve zamanın %99’unda egonun bitmek tükenmek bilmeyen talepleriyle kısıtlanmışken, özverili eylemlerde bulunmak çaba gerektirir. Ancak deneyimler ve bilimsel araştırmalar, küçük bir iyilik yapmanın, kişinin kalbine belirli bir neşe

Devamını okuyun

Vahşi Ormandan Geçen Yol

  Hakikat öyle karartılmış ki aşkla peşine düşmezsek onu hiç tanıyamayacağız !  —Blaise Pascal Walter Lippmann (1889-1974), bundan elli yıl önce Kamuoyu  adlı kitabında, dış etkilere, bilgi manipülasyonlarına karşı giderek yatkınlaşan, kandırılmaya ve kendini kandırmaya eğilimli toplumlar oluştuğunu yazar : Çevremizle etkileşimler, medya, sosyal ve profesyonel ağlarımız büyük ölçüde tercih ve seçimlerimizi tanımlarken, bir yandan dikkatimizi çeler bir yandan da bilinçli veya bilinçdışı olarak değerlerimizi ve önceliklerimizi değişime uğratır. Toplumsal boyutta politik, sosyal ve maddi amaçlara hizmet edecek şekilde bir “kamuoyu” nun yaratıldığına, ortak çıkarları olan bir “grup zihni” nin sistematik olarak geliştirildiğine dikkat çeker. Gözlemleri ve yazdıkları, kendi dönemi

Devamını okuyun