Bir Uykusuzluk Gecesi

Yalnız geçen ömrün bir uykusuzluk gecesi, Çekmişken aynalar beni müthiş bir sorguya, Birdenbire kalbi titreten bir bülbül sesi, Dağ ardında doğan bir mehtap gibi vurdu suya. Mehtabın izinde gemiler geldi açıktan, Aşina sallanan mendillere koştum, yer yer Gür çimenler gibi fışkırıyor karanlıktan, Kökleri kurumuş sandığım o güzel günler. Cahit Sıtkı Tarancı

Devamını okuyun

Padişahın Aynası

Bunu işitmişsindir; hatırındadır; padişahların adetiydi. Sol yanlarında yiğitler dururlardı; çünkü kalp bedenin sol yanındadır. Defterdarlar, kalem erbabı sağ yanında dururlardı; çünkü yazı bilgisi sağ elle kazanılır; yazı sağ elle yazılır. Sufilereyse karşılarında yer verilirdi; çünkü onlar can aynasıdır; hatta aynadan da iyidir onlar. Gönül aynasında, hiç dokunulmamış şekiller belirsin diye gönüllerini Tanrıyı anışla, Tanrıyı düşünüşle cilalamışlardır onlar. Yaradılış belinden güzel olarak doğan kişinin önüne ayna koymak gerek. Güzel yüz aynaya aşıktır; güzel, cana ciladır; gönüllere temizlik verir. Rumi (Mesnevi I-II: 3160)

Devamını okuyun

Ressamların Bahsi

Gizli bilgiden bir örnek istersen Rum ülkesi halkıyla Çinlilerin hikayesini söyle. Çinliler, biz daha usta ressamız dediler; Rum ülkesi ressamları da bizim ustalığımız daha üstündür davasına giriştiler. Padişah, davanızda hanginiz haklısınız; anlamak için sizi sınamak isterim dedi. Çin ressamlarıyla Rum ressamları huzura geldiler; Rum ülkesi ressamları resim yapmayı daha iyi biliyorlardı. Çinliler, bize bir oda ayırın, verin, bir oda da sizin olsun dediler. Kapıları birbirine karşı iki oda vardı; odaların birini Çinliler aldı, öbürünü Rumlular.  Çinliler, padişahtan yüz çeşit renkte boya istediler. O yüce padişah da hazineyi açtı. Her sabah Çinlilere hazineden boyalar bağışlanmadaydı. Rumlularsa ne resim işe yarar, ne

Devamını okuyun