Van Gogh’un Başyapıtlarına Özel Bir Yolculuk

Öyle bir sergi ki ortada ne bir müze var ne de tablolar ama olağanüstü bir görsel şölen. Göze, kulağa, tüm duyulara ve ruha ziyafet. Van Gogh’un (1853-1890) yaşamının son yıllarında yaptığı dahiyane eserleri, görüntüler, renkler, ışık ve sesin büyüleyici hareketleriyle bu sergide canlandırılmış. İrisler, ayçiçekleri, zeytinlikler, kendi portresi ve daha birçok eseri, 3300m² genişlikteki mekânda, zeminden duvarlara ve 10 metre yüksekliğindeki tavana kadar tüm alanı kaplayacak şekilde 30 dakika boyunca yansıtılıyor. Yansıtılan resimler değişirken onlara uygun farklı müzikler eşlik ediyor. Tüm algısal duyuları harekete geçiren bu dijital sanat sergisinde kişi, duyuları yüksek derecede açık halde, sanki dokunsa hissedebileceği çok boyutlu

Devamını okuyun

İnsanla Sanatı Arasındaki İlişki

  Eserleri ile ölümsüzleşen Victor Hugo, hayatının amacı olmuş çalışmaları hakkında şöyle der: Yarım yüzyıldır düşüncelerimi yazı, şiir, tarih, drama, romantizm, gelenek, hiciv, övgü ve şarkılarla yazıyorum… ama içimde saklı olanın binde birini dahi söylemediğimi hissediyorum. İçinde var olan derin yaratıcı gücü, çok değerli eserleriyle ortaya koyar. En sevdiğim yazarların başında gelen Victor Hugo’nun,  “ yazar, insanın içinde sıkışıp kalmış bir dünyadır ”  sözünü, Auguste Rodin, yaptığı büstte ustalıkla ifade eder. Yazmak, heykel veya resim yapmaktan, dans etmenin cazibesine kadar, neden sanat yaptığımıza ve ilhamın akışına dair işte birkaç cevap. Olağanüstü koreograf Maurice Bejart, dansa ilham veren kaynağa atıfta bulunarak

Devamını okuyun