Truva’da Tanrılar Savaşı

Bende nefret uyandıran, kalbinde gizlediği şeyden başka bir şey konuşan adamdır.”

Antik Yunan edebiyatının temel taşı olarak kabul edilen İlyada ‘yı Homeros’un MÖ 700-800 yıllarında yazdığı tahmin edilir. Bu olağanüstü şaheser, Agamemnun yönetimi altında müttefik Yunan krallıklarının on yıl boyunca kuşatma altında tuttukları Truva’daki savaşlar hakkındadır.

Destan, Afrodit, Athena ve Hera arasındaki güzellik yarışmasıyla başlar. Afrodit, yarışmanın jürisi olan Paris’e, kendisini seçtiği takdirde ölümlüler arasındaki en güzel kadına sahip olacağı sözünü verir. Karşı konulamaz güzellikteki bu kadın, Yunan kıyısında ikamet eden Akha kralının karısı, daha sonra Truvalı Güzel Helen olarak anılacak olan Helen’dir. Sonuçta Afrodit yarışmayı kazanır ve karşılığında Paris, Helen’i yanına alarak ve normalde yaşadığı yer olan Truva’ya götürür.

Ege Denizi’ne bakan Truva kenti, zamanının çok güzel bir yerleşim yeri olarak tanımlanır. Bolluk ve bereket içinde yaşayan Truvalılar medeniyette ve savaş becerilerinde çok ilerlemişlerdi. Ancak yakın komşuları Yunanistan’ın sık sık yaptığı saldırıları karşı şehirlerini hep savunmak zorundaydılar.

Cassandra, Kral Priam ve Truva Kraliçesi Hecuba’nın kızıydı. Tanrı Apollo, ona geleceği önceden görebilme –kehanet armağanını vermişti. Buna karşılık, Cassandra onun isteklerine boyun eğmeyi reddettiği için Apollo armağanını geri almadı ama onu lanetledi : Gelecekte olacakları önceden görebilecekti ama kimse ona inanmayacaktı.  Bu lanete dayanmak zordu çünkü kimse gerçek olmasına rağmen Cassandra’nın kehanetlerine inanmıyordu. Dahası, bir deli olarak görülüyor, alaya maruz kalıp aşağılanıyordu. Üstelik ailesi de ona inanmıyor, göz ardı ediyordu.

Helen’i Truva’ya getirmemesi için Paris’i en başta uyarmıştı çünkü bunun savaş nedeni olacağını biliyordu. Helen’in gelişi üzerine, Truvalılara seslenerek Yunanlıların Truva’yı yok edeceğini ve bunu önleyebilmek için Helen’in geri dönmesi gerektiğini söyledi. Cassandra ayrıca Truva’nın yenilgisinden sonra kuzeni Aeneas’ın kaçacağını ve Roma’da yeni bir milleti kuracağını da öngörmüştü. Kimse onun kehanetlerini ciddiye almasa da gerçeği cesaretle ve onurla söylemeye devam ediyordu. Kimi zaman tek başına Athena tapınağına çekiliyordu.

Yunanlılar tanrı Athena’dan esinlenerek Truva’ya yeniden saldırmaya karar vermişlerdi. Truva savaşı senaryosunda, tanrılar ya Yunanistan ya da Truva’nın tarafını tuttular. Mite göre, Apollo, Artemis, Ares ve Afrodit’in Troya tarafını; Athena, Hera, Poseidon ve Hermes Yunan tarafını tuttu. Yunanlıları Paris’e ve Truvalılara karşı desteklemeye gönüllü olan Athena, yeni savaş planını yaptı: İçi askerlerle dolu devasa bir tahta at, Truva’ya hediye edilecekti. Dâhiyane planının Truva’yı fethedeceğinden emindi. Zeus’a karşı argümanı ise, Helen’i kurtarmak ve onu kocasının Yunanistan’daki krallığına geri getirmekti. Ancak, Homeros’un İlyada’sına göre Helen, Paris’le Truva’ya gitmeyi kendisi de istemiş ancak daha sonra evini özleyerek biraz pişman olmuştu. Plan uygulamaya kondu, büyük atla yüklü gemi ve tüm Yunan filosu yelken açtı. Bu daha önce yapılan hiçbir saldırıya benzemiyordu; Poseidon rüzgârı bile onların lehine çevirmişti.

Cassandra insanları durmaksızın uyardı, ancak bu laneti değiştirmeyecekti. Kimse ona inanmıyordu. Böylece Truvalılar “hediyeyi” körü körüne kabul etti ve atın Truva topraklarına çıkmasına izin verildi. Cassandra gözü kararmış ıstırap içinde atı kırmak ve yakmak için bir eline meşale bir eline balta kaparak ata saldırdı.  Fakat tamamen delirdiğini düşünen Truvalılar tarafından engellendi ve hakarete uğradı. Kehanet gerçekleşecekti, Truva fethedilecekti.

Yenilmez savaşçı Achilles, Cassandra’nın kahraman kardeşi Hector’u öldürdüğü an Truva’nın kırılma noktası oldu.

Hector’un ölümüne ve cansız bedeninin Achilles’in atlı arabasıyla sürüklenmesine tanık olan Cassandra, acı içinde Athena Tapınağı’na sığındı. Tapınak Yunanlılar için eşit derecede kutsal olsa da Yunan savaşçı Ajax’ın Cassandra’yı kaçırmak için içeri girmesini ve onu sarılmış olarak bulduğu Athena heykelinden çekip almak için heykeli kırmasını engellemeyecekti.

Hector’un cesedinin arabanın arkasında sürüklenmesi ve Cassandra’nın tapınaktan kaçırılması tanrıların öfkesine neden oldu; Afrodit ve Apollon birlikte Yunanlıları cezalandırmaya karar verdiler. Savaşta taraf tutan tüm tanrılar birlik olarak Yunan gemilerinin eve dönüş yolunu bulamamalarına, bulsalar bile yıllarca sürecek olan bu deniz yolculuğunda sirenler ve hatta daha kötü güçlerle devamlı savaşmak zorunda bırakılmalarına karar verdiler. Ege’deki bu uzun yolculuk on yıl sürdü. Truva’nın yenilgisi ve Yunan filosunun dönüş yolculuğu sırasındaki ilahi planın işleyişini, Homeros, ikinci destanı Odyssey‘de ustaca anlatır. Hayatın döngülerine atıfta bulunarak, “Zafer, insanlar arasında nasıl da gidip gelir …” diye yazar :

Ölümlü insanların yaşamları tıpkı yaprakların nesli gibi. Şimdi rüzgâr eski yaprakları yeryüzüne saçıyor, şimdi canlı kütük yeni tomurcuklarla patlıyor ve bahar yeniden dönüyor. İnsanlar da öyle : bir nesil canlanırken, diğeri ölüyor.

Yaygın efsaneye göre, Agamemnon ve Cassandra Truva’dan ayrıldıktan sonra Agamemnon’un karısı ve sevgilisi tarafından öldürülür. Başka bir efsane, Cassandra’nın kaçarak Yunanistan’da veya Türkiye’de bir yerlerde bir azize gibi kalan yaşamını sürdürdüğünü anlatır. Gerçek tanrılar tarafından bilinir.

 

Duygu Bruce
22 Aralık 2020

Görseller : Alice and Martin Provensen, Iliad and Odyssey

Yorumlarınız:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.