Yolculuğa Hazırlık

  Yazar Annie Dillard, “Günlerimizi nasıl geçirdiğimiz, elbette hayatımızı nasıl geçirdiğimizdir” der. Zaman konusunda titiz olan Goethe için her saniyenin sonsuz değeri vardır. Seneca’ya göre ise her gün yaptığımız şeyler hayatımızın anlamını şekillendirir. Zamanın göreceli olan uzunluğu kısalığı onu neyle nasıl geçirdiğimize göre belirlenir.  “Hayat, iyi yaşanırsa yeterince uzundur” der. Çoğumuz zamanın kıymetini bilerek hedeflerimize ulaşmak için onu optimum şekilde yönetmeye çalışırız ama yine de hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşarız. Örneğin, her şeye yetecek kadar bol zamanımız varmış gibi günlerimizi geçirdiğimiz olur. Hatta  kendimizi, sonumuzun gelmeyeceğine, sanki sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi inandırdığımız da olur. Mesela ölümü yok varsayıp ona başkaldıran bir

Devamını okuyun

Aşkın Görünmeyen Hali: Leylâ ve Mecnun’un Devamı

Aşk delilikten büyüktür. En güzel, en içli aşk hikayelerinden biri olan Leylâ ve Mecnun’un önsözünde Zia Inayat Khan şöyle yazar[i]: Plato, aşkı “ilahi delilik” olarak tanımlarken, Leylâ’nın aşkıyla deli divane olan Mecnun için “aşk delilikten büyüktür”. Mecnun’un “kalbin dini” ne taptığını düşünen Sufilere göre “sadık olanlar Allah’ın aşkı ile yanarlar (2:165)”. Hallaj’ın aşkı gibi –bu yüzden öldürülmeye götürüldüğünde “Ben Hakikat’im” derken, Mecnun’un da ömrünün sonlarında benzer bir coşkuyla “Ben Leylâ’yım” dediği söylenir. Kimi mistiklere göre de Leylâ’nın güzelliği, Mecnun’un kalbini tuzağa düşürüp, onu, aşkın küheylanı yapmak için Ebedi Avcı’nın kurduğu bir tuzaktır. Çünkü Sufi inanışa göre beşeri aşk, insan yüreğini

Devamını okuyun

Sosyal ağlarımız, arkadaşlarımız, hercai ilişkiler ve gündelik karşılaşmalar arasında bir dostluk tarifi

“Belli dost bellisiz işlerde belli olur.”   Certus incertus cerni. Lise yıllarında, zaman zaman hepimizin yaptığı bir hesap vardı: arkadaşlarımızı gözden geçirir, kaç tanesini gelip geçen hercai arkadaş, kaçının durumsal ya da biraz daha kalıcı arkadaş olduğunu; kaç tanesini ise gerçek dost olarak kenara ayırabileceğimizi inceden inceye hesaplardık. Bu hesapları karşılaştırdığımızda görürdük ki dost olarak kabul ettiklerimiz bir ya da iki kişiyi geçmezdi. Bazen de yaşanan bir hayal kırıklığı sonucunda dünya üzerinde gerçek dostluk var mıdır, tarifi nasıldır diye sorgulayıp, net bir cevap bulamadan soruyu beklemeye alır; sonrasında ise elde var bir, kalan bir hesapları ile sağlama yeniden yapılır, dostluk

Devamını okuyun